KISKANÇ

2025-07-14

Zayıflıktan doğan güç arayışı hep sonradan kendini gösteren daha derinlerde başka türlü görünmekte diretir. Kendi tuttuğu gözyaşlarında belirir, sahip olamadıkları bunaltır, önüne geçtiğini sandıkları daha büyük şiddette geri dönen bastırdıklarıyla yıpratır, aynı anda çıkar karşısına. Rahatın zerresini bile feda etmeyecek, diri bütün zorluklarla başa çıktığını, rehavet çöken iplerle iz bıraktığını sandığı, vitrini sahte, rafları iftira, bütün hileli, tutulmayan sözleriyle ancak hıyanete uğratır. O da ne? Bilinç kaybettirici buhranlar, yiyip bitirir. Fırsat verilip övülen kıskançlık aşırı isteklerde bulunmayı haklı gösterir, umutsuzluktan kaynaklanan tedirginlik silikliği ateşler, yalan dolanla iyice şişen haset, hile yapmakla yok etmek üzere imkân bulur. Umut dolu azim, üstüne çektiği düşmanlıklar sebebiyle pısırık hırsın kahpeliğinden payını alır. İsabetli bir yere sürünerek çıkan fesadın eserinde göz göze gelinir. Hilekâr ezikliği öne çıktığını düşünerek utanmazlığın perdesini sıyırır, içine ateş düştüğü bütün ufuklar tanımazlığa bürünür, hayranlık beslemekle koparıp atamadığı kalbin kanını içine akıtır. Bir defa yanışıyla yanana, sükût en yüksek bedeli ödetirken, kalbî hicranı sırf görülecek hesaplarıyla kayıt tutanın kıskançlığında kaynayıp eriyen hasede bağrını parçalatır, yalanlarının küllerinden kıvılcım çaktırıp esas sıcak bir kalbin vasıflarından yoksun bırakır. Kendi alçaklığında çöküntü diken kıskanç, içinde ışık veren çeyrek dürüst söz bulunmazken, bileğinin hakkıyla yenemediğini yüzsüzlükle engellemeye, kendisinde olmayanı başkasında görmeye dayanamamaya, çekemediğini yermeye, iftirayla kışkırtmaya, hasislikle fesat dedikodusu yaymaya, kimseye itimat etmediğinden sadece mevkiyi muhafaza ihtirasıyla zulme, yalana, zorbalığa alet edeceği karışık, bencil, çıkar düşkünü, soysuzlaşmış bir çevre kurmaya, yaralarını sardırdığı yalnız maddî ve kaba zevklerini düşünen bu ümitsiz budalaları, imdada yetişen, başarıya kavuşturan tılsım gözüyle bakar. Bu güldürücü trajedi, bu inanç ve karakter yoksunluğu, zavallı rahatsızlığa tutulmuş bir istismarcı, yapmacık övgü düzerek esasen hor görmek isteğini bastırmakla, kıskançlığın yol açtığı utanç hissinden kaçınmanın asıl utandıracak yüzüdür. Kıskanç, yetersizliğine temas edildiğinde hele çıkarlarına aykırı, yasaklamalarına karşı gelindiğinde, birbirini tutmaz kelimelerin yenilip yutulamayacak kadar anlamı çekilir, öfkeden dev dalga öncesi, derin sessizliğin gözleri kızarır, bu sık sık değişen, örtülmek istenen figanın bütün âleme ilânı, gereksiz telaşın sözünden çıkmamakla karşılık görür. O kadar konuşmaktan âciz, istismar edemediğinde yırtınmaktan bitkin, o denli bocalamaktan şaşırmış, perişan davranışlardan düşkün, öyle aydınlıktan yoksun, umutsuz, kara kış hep sırtında çok mutsuz, belki yadırgadığı, nefes aldırmadığı uslu uslu oturtmaktan, himaye etmekten, gözünün önünden ayırmamak isteğiyle, belki bir nebze kalp kırılırken nasıl kanadığını anlatır. Belki yaşamını yitirirken bir başınalığı hiç hesaba katılmamış, ehemmiyeti hatırdan çıkarılmış, yılları ne için harcanmış, karşı karşıya kalacağı zayıf hafızasıyla hatıraları artık bulunmayacak, kime kızacak, hangi düşmanların gözünü açtırmayacak, kalbini sarsan hangi duygu altüst edecek, muhteşem bir ışıltıyla keskin zekâsı kim için gülümsemeye yol açacak, hayat kavgasında kim bu kadar ileri gidecek, belki de kuvvetle tutunduklarının elinden alınmasını önlemek üzere lâyık olunduğu biçimde değer biçecek, yakınındaki kimselerin istenilen şekilde bitiremedikleriyle üzülmesi içlendirecek, yalnız başına kalsa bile herkes gibi olamadığı, herkesten daha neşeli yaşayamadığı hep uçurumlara sürecek, söylemek, içini dökmek istediklerine hiç sıra gelmeyecek, sürgündeymiş gibi ilk beyaz bahar çiçeklerini göremeyecek, uğraştığı, hayata geçirmek istediği, tarihi büyük cevaplar vücuda gelemeyecek, davranışın önünde, açık yürekli olunmadığından hep nabzı kontrol edilecek, öfkeli, küçük düşürücü, yıldırmalarla, iftiralarla dolu, kıskanç havanın tesirinden çıkılamayacak, hoşnutsuzluğu çoğaltan belli belirsiz, silinip gitmeye mahkûm olacak, küçük hesaplar, sadece maddiyata çok önem vermeye kalkışacak, yalnız şahsî çıkarı kollayacak, sıradan biri olmayı kabul edenin değişmeyen ilkeleriyle hayatı sürdürecek, yozlaştırılarak satılmaya karar verilen temiz duygular bir çıkarın ardına düşülerek duyulmayacak, almakta zorluk çekilen sorumluluk istense de alınamayacak, çekebileceği çileyi çeken, düşüncelerini, acılarını, emellerini fiilen ispata çalışmakla devam edecek, yarın için bir ruhla hamle üstüne hamle gerçekleştirmek isteyecek, rotasını çizemeyenlere baht yine taraflı okunacak, son derece sert yazılan mektup hiç varmayacak, acı hitabın telkinleri altında duyguları yüksek, bilinci gelişmiş, olgunlaşmış olmayacak, yarı hayalî, yarı gerçek uzaktan görür gibi önceden denetlenen, az söyleyip çok dinleyecek, kulak asıp kalbinin sesini dinleyemeyen asıl dinlemeye alıştığı diz boyu kıskançlığı daha da güçlendirecek, kalbi ihanet edenlerden daha yakın ümit bağladığı tatlı tatlı söylemlerinde yakıp yıkacak, ustalıkla gizlediği bu en ince yanı, perde arkası iş birliği, istekleri doyurulana, üstünlüğü ilân olunana, vasatı yükseltilene, gözlerinin içi güldürülene kadar sürecek, hep başa dönülecek, hep çok geç kalınacak, hep yokuşları kaygan erişilemeyecek, hep cesaret edilemeyecek, hep yanıltanın yaygaracılığıyla ilgilenilecek olursa, içtensiz içtenlikler yol alır. Göklere doğru yükseltilen isteklerin çıkarları, sırtlardan aşağıya indirilip, esas büyük güçlükleri yenen, ruhunda yüksek heyecan barındıran, anlam ve seciyesini anlatan, gıpta edilenin kıymeti muhafaza altına alınacak, büyük fedakârlıkla beslenen karakterinin eşsiz sağlamlığı lâyık olduğu şeref mükâfatının bilinciyle ateşe atılacaktır. Sık varılmayan fakat bağı da koparılamayan, uzun uzun gidildiği sanılan ancak daha yeni çıkılan yolda, aklı takılı kıskancın, bayağı mücadelesinin ciddî çıkarları ihmal olunur, suçlayarak dışlamak isteği, zayıflatılarak yıkılmaya çalışılırsa, tavrının yapmacığını sahicisinden ayırt etmek pek zordur. Benlik davası güden kıskanç, kendisine karşı eleştirilerin dile getirilmesini, çirkin lisanının gerçekte lâyık olduğu biçimde değerlendirilmesini, isteğine aykırı çıkışlar yapılmasını hele sebep olduğu ciddiyetten yoksunluğun aşılarak verimli şekilde tartışılabilir bir imkân bulunmasını asla istemez, içi götürmez. Daha az övgü duymaktan çok korkan kıskanç, göremediği ilgiyi ara sıra haset kılığına bürünerek, yalnızca çıkarında birleşip ittifak oluşturduklarıyla, kendini takdir edenlerin dışındaki karşı çıkanları küçümseyip, saf dışı bırakılmasını, tenkit ve itiraza maruz kalınmasını sağlayarak abartılı davranış sergisini korur. Hiçbir şekilde öne çıkılmasın, üstün bulunmasın, doğru söz öne sürülmesin, ilgi uyandırılmasın, itiraz geliştirilmesin, hâkim olunmasın, ileri görüşün kuvvetine karşın göklere çıkaranlarla rahatı bozulmaksızın, iktisadî yönden olgun görünen bayağı hayatı sürüp gitsin ister. Bilmez ki alelade, un ufak paslı olanı değil, kılıcın keskini gölgede bırakır.