Yozlaşmanın bütün temsilcileri yekvücut olsa, sistemli ve ısrarlı ittifaklar hâlini alsa, süreç çift yönlü işletilse, büyük vazife için yaşayıp ölenler asla unutulmayacak, bütün fedakârlıkları haykırılacaktır. Bilgi edinmek, bunu yorumlamak, muğlak ifadelerin arkasına sığınarak, bayağı mücadelelerle yapılmaz. Kahramanlığın gerçek örnekleri, müstesna yaradılışlı şahsiyetler, etkisi hiçbir zaman silinmez izlerle gelecek neslin aklında, bilincinde, özleminde, kalbinde, ruhunda, bütün bir ordu hâlinde, istikbâle ışık tutarak, var kuvvetiyle ebedî yaşayacaktır. Bilakis yalan bilgi, haber üreterek küçültmek, isteğe uygun hatalı yönlendirmek, amaca elverişli gerçek anlamından saptırmak, yaşanmış olayı hiç olmadığı bir zemine çekmek, üzerinde tahrif etmek suretiyle yeni fikir oluşturarak zihinleri kurgulamaya çalışmak, yanlış, uydurma, hakaret eder nitelikte, istismar ederek tahrip etmek, sahte malumat parçaları serpiştirerek kendi kanaatlerini dayatmak yoluyla hayatî menfaatleri zarara sokmak, satılık kalemiyle işine geldiği gibi yazanların soysuzluğudur. Kırıp dökülen değerler, sarf edilen kaynaklar, ziyan edilen insanlar, hep üstünde güç ilân etmek amaçlı tasarımın, iftira ile saygınlığı yok ederek, baskı altına almasıdır. Toplumun menfaatleri, kişilerin üstündedir. Vatanı uğrunda hiçbir karşılık beklemeden, hayatını feda edebilen büyük şahsiyetleri, değersiz kimseler diye tahkir etmek, en büyük düşmanlıktır. Daima fedakâr, yükseltmek için mücadele edenlerin çokluğu oranında güçlenen topluluklar, büyüklük davası ardına düşer. Kişisel çıkara önem vermeyen, kabiliyetli, kendisine inanan, ahlâklı, iradesi sağlam insanlarla dolu bir toplum elbette yıkılmaz ruhludur. Soysuzlaşmak, yozlaşmak, her türlü zayıflatıcı tahriklere imkân tanır. Cihan tarihinin en disiplinli yiğit fedakârları, en seçme uzmanları, kuvvetli şahsiyetleri, her zaman ölmez eserleriyle, fikirleriyle, gelecek yüzyıllara ışık tutacaktır. Herhangi bir ahlâkî sınır tanımayan riyakârlığın başlıca silahı, hemen her boşluktan faydalanarak en bayağı yalanları, önce şüphe uyandırıp fikirlere gölge düşürerek benimsetmek, sonra doğru ile yanlışı fark etmekte güçlükle, ortaya sunulan ve saklananlar arasında aldatıcı bilgilerle pekiştirip, bilinmesi istenilen biçimde sahte bir gerçeklik oluşturmaktır. Büyük kıskançlıkla hıncın tesiri, haysiyetsizin zihnine nüfuz eder ve destekleyip kışkırtarak, tepkilerini biçimlendirir. Yanlı, yanıltıcı, sahte gerçeklikle yönlendirerek, geleceğin büyüklüğüne ve mazinin mirasına kör, sağır olanların türlü alçaklığını kendi yararına kullanır. Uyumlu ve bağımlı hâle gelen hesapçı, kararlarını başkasının yönettiği yetersiz, riyakârlığın her türlüsüne taraftar, çapraşık yoldan giderek sinsice şahsî menfaati teminle her tarakta bezi olan yozlaşmış, sadece efendi değiştirenlerin aradıklarına çare olur. Sözcükleri aracısız olarak sevk etme yeteneği, yabancı iltimasa övgüler düzen dile has lügat paralayarak yazmakta olanlarda değil, kahraman ruhlu seçkin hedefleri doğrultusundaki kuvvet ve kudrete sahip, tesirli en asil fikirlilerde bulunur. En iyi teşkilatlı, ileriyi görmenin bedelini, yolunu aydınlatan esaslı tedbirleri bir düzen hâline getirdiği, kutsal ruhtan taşan hedefe doğru yaman bir yürüyüşteyken, kahpece kazanmak için birleşerek arkadan vuranların hışmına uğrar. Değerleri ve hakkı ile kazanılacak bir mücadele, kendi menfaatlerine ihanet eden, alelade biri gibi gösterilmiş, esasen yalnız kuvvetli şahsiyetler değil, toplumun ruhu ve uzak geleceği hedef alınmıştır. Bu durum vatanını koruyan, yaşatan ve yücelten bilgelerine, bilimcilerine, yapılabilecek oldukça çirkin, doğrusu teyit edilmeden, ardı arkası gelmez pespaye karalamalarla kalem oynatanların, zihinleri yöneten şer kuvvetlerinin, kasıtlı düşman üretmek amacıyla üzerinde düşünüp ün ve saygınlığa saldırı düzenlemesidir. Böylesi değerli, bir daha yeri doldurulamayacak asil şahsiyetlerin, asıl kendileri ruhî kargaşalık içindeki manevî kuvvetleri zayıf kimselerin, dalavereli yazılarının seviyesiz, küstahça hakaretli hücuma kalkması, isnat edildiği üzere menfaat ile değil, vazifesini şerefiyle yaptığı yüce davasında, bugün ne kadar daha haklı olduğu en büyük hâkim zamanın hükmüyle, korkunç gaflete düşenlerin iftira ettikleri hep aynı tarihî kanun gereği, yapıp ettiklerine katlanacakları apaçıktır. Vicdanını satmış büsbütün bozuk fikir sisteminin ruhuna ait mukavemetsizlik, doğru sözlü, cesaretli olamaz, uzak geleceklere bakamaz, büyük davalar için kendisini feda edemez, tarihî vazifenin mânâsını bilemez. Yüzyıllardan bu yana gelen geleneklerin, göreneklerin kudretli manevî varlığı, büyük tarihî gelişmelerin neticesinde, aynı amaç için feragat edebilen, birleşip büyümek isteğiyle, fedakârlığa dayanarak türlü sıkıntılara katlanan, yüksek ilkelere bağlanmış vazifeli fikir, cihan hâkimiyeti düşüncesiyle yaşar. Yüzyılların akışı içinden doğarak yetişmiş, vatanına şerefiyle bağlı ve hiçbir karşılık beklemeden görevini sonuna kadar yapan büyük bilginler, gelecek nesiller için, geleceğe güvenle bakılması için daima uyanık, çok özenli çalışır. Hedef alınan ciddî tehlikeleri, asla ayrı tutulmadığı hâlde ihanet edenleri, yine aynı rolü oynatmak isteyenleri, yanlış bilgilerle yönlendirerek yönetmek kastındakileri, şerefi korumak iradesini ve bilincini kırmayı hedefleyenleri, uydurdukları anlayışla tepeden bakanları, ihtirasları uğruna önüne geleni yazanları, bütün bunlar hakkındaki uyarıları, tehlikelerin önüne geçmek için çıkış yollarını, hak ettikleri biçimde belirler. İyi hesap yapmasını bilmeyen, başa türlü sıkıntı açanlar asla boy ölçüşemeyeceği bir düş kurar. Ölmez eseriyle daha uzun yıllara ışık tutacak, çok başarılı bilimsel çalışmalarıyla, pusuda bekleyenleri üzen, büyük vazifeli şahsiyetler, her taşın altından çıkan teşvik ve iltimas gören inanç, karakter yoksunluğu tarafından baltalanır. Böyle bunaltıcı bir kâbusun sıkıntı veren havası, acele bir kargaşalıkla en can alıcı eklemleri dehşet verici tahribat, taktik ve maksatlı etkiye açık şaşkınlara yeni bir biçim vererek, sözle inandırır. Kutlu taş üstüne yazılan kuvvet iksiri gaflete düşenleri, dost kılıklı düşmanları, tiksindiren yüze gülücüleri, karşı durum alarak perde arkasından, haince, elinden tutulanları gayet iyi bilir. Boyunun ölçüsünü tekrar tekrar almak isteyenleri ortaklaşa anlatan, ileriyi hiç göremedikleri, geleceği hiç sezemedikleri ve kendi eliyle aleyhte kullanılacak hükümleri verdirenleri hiç kestiremedikleridir. Hâlbuki hep doğru soruları soranlar kazanır. Alabildiğince yalan söyleyip övünen, doğrucu kisveye bürünmüş bitkin, yıkık, soysuz, hain tarafından övünç duyulan binlerce yıllık şanlı mazi unutturulmak, ruhî kuvvet çürütülmek, uzak hedef durdurulmak istenmekte, onursuzca iftira dolu saldırılarla, kendisine kucak açanların gönlü kazanılmak istenmektedir. Hakikat bozularak, yazılanların ruhunda yaşamak zorunda kalır. Söz artık her yerde bulunabilirdir. Kendileri lehine bozdukları tarihi istedikleri, isnat ettikleri, bildikleri gibi bilenler, asıl mahiyeti saklar, her kafadan bir ses çıkar biçime büründürür. Hemen daima haberdar olunmamış, herhangi bir kusur bulunmamış, oldukça masum kalınmış, görülen aykırılıklar hudut tanımamış, vefalı, mert olunmak şöyle dursun yan tutulmamış, sorumlu hissetmeyip himaye edene sığınılmamış, açık kapı bırakanlar görmezlikten gelinmemiş, yanlış yapılan işler eleştirilmiş, içten benimsenen istekler duyurulmuş, bilerek haksızlıklar savunulmuş, bütün bunlar boşlukları doldurmakla yola gelen kimseler için doğru olabilir. Bilakis yaratıcı kuvvet, doğru bilgi edinmek için yanıp tutuşanla kıymet bulur. Sorumluluk duygusuyla kullanılan sözcük ve mecazlar gerçek bir bağ kurulmasını sağlar. Manevî sağlamlık, yalan söyleyen hilekârlarla aynı sırada bulunmayı, uymayı, uyumlu kalmayı reddeder. Dışarıdan gelen namert fikirleri sıkı takibe almak yerine, kendi özellik ve geleneklerini yaşamak, üstün olmak ister. Görev ahlâkı kuvvetli olan bir yerde, kendini unutacak kadar inkâr içindekiler değil, bu kendini bilmezliğin önüne geçerek ciddî mesai mahsulü veren disiplinli, bağımsız düşünme kabiliyeti ve mantığına sahip karakterli kimseler kahraman yetiştirir. Dar görüşlü, bozduğu bilginin bağlarını koparır, ortaya koyduğu anlamı aşarak yalnızca gülünç bir zevkin manzarasını alır. Yaratıcılıktan hiç kısmetsiz, mukayese ve muhakeme kabiliyetinden yoksun, bir yığın safsata için zahmetli uğraşa rağmen, ümit kırıklığı içinde, yeterli yol alınamadığı, şahsî gayret her derde deva olamadığı, avunmaları aşamadığından en doğru çıkış yolu, şeref mirası bırakmış, gönüllerde yaşatılan en büyük kıymetlerin aleyhine, kara çalanların hazırlattığı bezirgânlık yolu tutulmuş, şöhret arayan yazılara gün doğmuştur. Yazıların kendi yazgıları vardır ancak yalnız kanla yazılmış olanlar abideleşir.